Trakya Bağ Rotası - II

Trakya Bağ Rotası Projesi’nde bu sefer sıra 2.rotada; Tekirdağ – Lüleburgaz – Kırklareli destinasyonunda bana yine birbirinden güzel manzaralar

 

Tekirdağ – Lüleburgaz - Kırklareli

Trakya Bağ Rotası Projesi’nde bu sefer sıra 2.rotada; Tekirdağ – Lüleburgaz – Kırklareli destinasyonunda bana yine birbirinden güzel manzaralar, gün batımı ve romantik bir şiir kadar etkileyici bağlar eşlik etti. Bu kez Tekirdağ’dan başlayan yolculuğum Kırklareli’ne kadar devam etti. Bir ceylan gibi gözlerimi açarak tehlikeyi değil gözden kaçırmaktan korktuğum güzellikleri izledim. Baharın can verdiği bahçelerden geçerken, tüm oksijeni yaratan ulu bir tanrı gibi rüzgarda sallanan ağaç yapraklarını hayranlıkla seyrettim.

1

Trakya Bağ Rotası’nı yeniden kısaca açıklamak gerekirse; bu proje Marmara Bölgesinde son yıllarda yeniden doğan bağcılığı ve butik şarap üreticilerini tüm Türkiye ve dünyaya duyurmak, onları daha tanınır kılmak, yeni seyahat destinasyonları sunarak hem üreticilere hem de ülkeye destek olmayı hedefliyor. Trakya Bağ Rotası Trakya Turizm İşletmecileri Derneği Tekirdağ, Şarköy, Gelibolu ve Kırklareli bölgelerinde faaliyet gösteren 12 butik şarap üreticisinin desteği ile oluşturulmuş Türkiye'nin ilk bağ rotası projesi. Projenin arzusu; şarap kültürüyle ilgilenen, damak tadına düşkün herkesi Trakya'nın doğal güzellikleri ve binlerce yıllık tarihi dokusuyla buluşturmak. Tekirdağ –Kırklareli Bağ Rotasına Vize şehri ziyaretiyle başlayabilirsiniz. Vize “ Citta Slow” Küreselleşmenin yarattığı benzer mekanlardan olmak istemeyen, ye­rel kimliğini ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer alan, küçük ve yaşanabilir kasaba - kentler için kullanılan Cittaslow yani Yavaş Şehir tabiri Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde, Kırklareli ili'ne bağlı bir ilçe olan Vize için de kullanılıyor. Şehrin dokusunu, rengini, müziğini, sofra tatlarını ve yerel zanaatlarını yaşatan Vize şehri hem bu özellikleri hem de tarihi kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Chamlija Vize şehrini gezdikten sonra Chamlija Istranca Bağlarına doğru yolculuğumuz devam ediyor. Chamlija'nın serüveni Çamlıca Ailesi'nin 1936 senesinde Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç etmesiyle başlamış. Bu yıldan itibaren Lüleburgaz Büyükkarıştıran kasabasında çiftçilikle uğraşan ailenin 3.kuşak ferdi Mustafa Çamlıca bir ‘fine wine’ şarap yatırımcısı olarak arazilerini değerlendirerek şarapçılığa devam etme kararı almış. Toplam 65 hektarlık bir alanda Mustafa Çamlıca; frenk usulü sık şekilde dikilen bağlarda sık dikimin amacının; kaliteyi arttırmak ve kök derinliğini mümkün olduğu kadar dibe götürerek ‘teruar'ı yansıtmak olduğunu anlatıyor. Bağları dolaşırken hangi üzüm çeşitlerinin ekili olduğunu soruyorum kendisine ve aynı heyecanla cevap veriyor Mustafa Bey: bağlarda Merlot, Viognier, Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Petit Verdot, Malbec ve Chardonnay gibi aroması yoğun üzüm çeşitleri ektiklerini belirtiyor. Chamlija’nın doğal güzellikler içerisindeki bağları ve şaraplarının lezzetini anlatmaya bile gerek yok!

2

Vino Dessera Kırklareli Ahmetçe Köyünde Istranca Masifi yamacında kurulan Vino Dessera Bağlarının sahibi Dönmez ailesi 20 hektarlık alanlarında üretimlerine devam ediyorlar. Trakya'nın zengin aromalı üzüm çeşitlerinin ekili olduğu Vino Dessera sınırlı sayıda ürettiği şaraplarla tam bir butik marka olma yolunda.

3

Arcadia Kırklareli Hamitabat ve Çeşmekolu köyleri arasında yer alan Arcadia; 200 hektarlık alanında şato tipi üretim hanesi, meyve bahçeleri, bostanları, meşe koruları ve çiftlikleriyle şehir içinde kendi şehrini kurmuşa benziyor. 2002 yılında Arcadia Bağları için yer arayan sahipleri, köklü şarapçılık geçmişi olan Ege Bölgesi ve Trakyayı karış karış dolaşmış, daha sonra Lüleburgaz'ın kuzeyi ile Istranca Dağları arasındaki arazide karar kılmışlar. Sauvignon Blanc, Sauvignon Gris ve Pinot Gris üzümlerinin ekili olduğu bağlara Narince üzmü de eklenmiş. Sauvignon Gris üzmünün önemini bağların hikayesini dinlerken öğreniyorum. En eski üzüm cinslerinden biri olan Sauvignon Gris; Türkiye'de ilk kez Arcadia Bağlarında yetiştiriliyormuş.

4

Arcadia şarapları hakkında detaylı bilgiyi aldıktan sonra sıra bağların ortasındaki büyülü atmosferde öğle yemeğine geliyor. Kamelya’da oturduğumuzda topraktan gelen tazeliği her yediğiniz lokmada hissettiğiniz, gurme bir sofrada arayıp bulamadığımız, eksik diyebileceğim hiçbir şey yok. Arcadia şaraplarının eşlik ettiği, mevsimlere göre değişen o güzel öğle yemeğinin ardından hazır vaktim varken biraz araziyi dolaşmaya çıkıyorum. Bağlar ve korular arasında yürüyüşe çıktığımda yaban kekiği, kuşburnu ve mantarlardan hatıra olarak toplamaktan geri kalmıyorum. Istranca Dağlarının manzarası, bağların pitoresk görüntüsü eşliğinde bu deneyimi uzatmak isterseniz Arcadia Bağları Butik Otelinin Ağustos 2014’te açılacağını belirteyim. Günübirlik bağ gezisi ve lezzetli bir yemek için Arcadia Bağlarını arayıp, önceden rezervasyon yaptırmanız yeterli. Barbare Yoğun geçen bir günün ardından ben konaklamak için Barbaros Bağ Evini tercih ettim. Barbare şaraplarının üretildiği Barbare Bağlarının ortasında bir inci gibi duran, 6 odalı bu sevimli bağ evi şehir yorgunluğunu bir anda unutturuyor. Geleneksel bağ evi stili ile dekore edilen, sade ve göz yormayan basit detaylarla renklendirilen bağ evinin hiçbir odasında TV bulunmuyor. Bu sayede doğanın tadını doyasıya çıkarıyor, hava karardığında bağları aydınlatan yıldızların keyfini sürüyorum.

5

Tekirdağ'ın Barbaros kasabası eteklerinde, 230 dönümlük bir arazide yer alan Barbare Bağları, yılın her ayı gezgin gurmeleri bağlarında ağırlamaktan memnuniyet duyuyor. “Topraktan alınanı tekrar toprağa vermek” ana felsefesiyle yola çıkan, organik, sürdürülebilir ve biodinamik yöntemler kullanılarak tarım yapan Barbare Bağlarında Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, Grenache ve Mourverde üzümleri ekili. Şato tarzı işlenen üzümlerin geçtiği süreçleri dinleyip, şaraphaneyi ve mahzeni de gezdikten sonra sıra gün batımına yetiştiğimiz barbekü partisine geliyor. Dallarından koptuğu an sofraya düşmüş gibi tazecik duran sebzelerin, meyvelerin özenle pişirilen etin tadı damağımda kaldı. Ben akşam yemeğini de konakladığım otel Barbaros Bağ Evinde yiyorum. Salatalar ve somon tartarla başlayan akşam yemeğimize eşlik eden şaraplar, sufle ve kahve ile noktalanıyor. Gerçek gurme lezzetlerin yer aldığı sofra o kadar hoş ve keyifliydi sanırım her hafta sonumu böyle geçirebilirim!

6

Umurbey Bağ rotasının 2. Gününde ilk durağım Umurbey Bağları oluyor. 1993 senesinde kurulan Umurbey Vineyards, Tekirdağ Yazır köyünde, Barbare Bağlarının oldukça yakınında yer alıyor. "İyi üzümden kötü şarap yapmak çok kolaydır ama kötü üzümden iyi şarap yapmak imkansızdır." mottosunun şarapçılığın olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Umurbey'in kurucusu Umur Arıner; Türkiye'de üretiminin tamamını kendi üzümleriyle gerçekleştiren ilk üretici olma özelliğine de sahip. Butik şarapçılığın yani az ve kaliteli üretimin önemine dikkat çeken Arıner; şarap yapılacak üzümün verim ile kalite oranının korunması, kullanılan tarım ilaçları ve zamanında ilaçlama, hasat zamanının çok önemli olduğunu, bütün bunların sağlıklı ve lezzetinin doruğunda ürün elde etme amacı güttüğünü vurguluyor. 120 dönümlük Umurbey Bağlarında Cabernet Sauvignon, Merlot, Shiraz, Sauvignon Blanc, Chardonnay ve Semillon üzümleri yetişiyor.

7

Barel 2010 yılında Akın Ailesinin hayata biraz tat katma amacıyla kurduğu Barel 150 dönümlük bir araziye sahip. Barel Bağlarını ekme fikrini samimi ve keyifli dost sohbetlerinden, eğlenceli sofralardan aldıklarını söyleyen Akın Ailesi, şaraplarındaki lezzeti ise Trakya’ya adamış.

8

Şato Nuzun Chateau Nuzun'un yaratıcıları Nazan ve Necdet; 2008 yılında Marmara Ereğlisi Çeşmeli Köyü'ndeki 146 dekarlık arazilerini özenle ektikten sonra profesyonel şarapçılığa adım atmışlar. 2005 yılının Mart ayında organik yöntemlerle ekilen bağların kurulumunun ardından 2008 yılının Ocak ayında da bağlarının içinde yer alan şarap evinin inşaatına başlamışlar. Modern butik bir üretim tesisi yaratan Şato Nuzun ekibi ilk şaraplarını ise 2008 hasadından elde ettikleri üzümlerden yapmışlar. Türkiye'de de dünyadaki gibi kaliteli şarap yapılabileceğine inanan Şato Nuzun sahipleri iyi şarabın ancak iyi üzümden yapılabildiğini anlatıyorlar. Şarapları, kalitesini kontrol edebildikleri ve kendi yetiştirdikleri üzümlerden yaparlarken şarap yapımında, minimalist bir anlayışla hareket ederek üzümün kendi potansiyelini öne çıkartan bir felsefeyi uyguluyorlar. Bağlarda Cabernet Sauvignon, Merlot, Pinot Noir, Syrah, Zinfandel ve Öküzgözü üzümleri yetiştiriliyor.

 

9

Şato Nuzun’da beni küçük bir sürpriz karşıladı; İstanbul için dönüş yolculuğuna çıkmadan önce hazırlanan sofra bağ evlerinin zarafetini, tazeliğini ve doğallığını anlatıyordu usulca. Havuz başında hazırlanan Barbekü partisi ve Şato Nuzun şaraplarıyla keyfim iyice yerine geldi. Bir masal kahramanı gibi hissettiğim bu bağlarda deklanşöre her basışımda sanki yeniden doğmuş gibiydim. Şato Nuzun hem konumu, hem bağları hem de ruhunuzu okşayan huzurlu atmosferini 2015 yılında açacakları 4 odalı butik otelleriyle taçlandırıyorlar. Cumartesi ve Pazar günleri 14.00 – 16.00 arası yapılan bağ turlarının dışında bir gün bu bağı gezmek isterseniz arayıp rezervasyon yaptırabilirsiniz.

 

 

 

 

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.