Hemen her fırsatta havayolu şirketlerinin web sayfalarında uygun fiyatlı uçak bileti kovalamak, farklı deneyimler vaat eden alternatif rotalar aramak ve tabii yaz için hayaller kurmak bahar aylarının vazgeçilmez aktiviteleri arasında.

Tabii gönül ister ki bu hayaller her istediğimizde gerçekleşsin, hatta sınırsız bütçelerle, sınırsız seyahatler planlayalım. Ancak maalesef hayallerle hayatlar her zaman kol kola ilerlemiyor.

Siz de çok seyahat etmek istemenize rağmen bir türlü bütçenizi seyahat harcamalarına uyduramıyorsanız, para konusunda kara kara düşünmeden seyahat etmenizi sağlayacak önerilerimize kulak verin deriz:

Seyahat kumbarası / fonu oluşturmayı deneyin

Çocukluk yıllarında bir kumbara sahibi olmayan pek az çocuk vardır değil mi? Zamane çocukları bu duyguyu pek tanımasa da, 80’lerde, 90’larda ve daha eski yıllarda çocuk olanlar kumbarayla para biriktirmenin hazzını hiçbir zaman unutmazlar.

İşte siz de bu nostaljik alışkanlığı, daha çok seyahat etmek için yeniden gündeme getirebilirsiniz. Nasıl mı? Kendinize hemen dekoratif bir kumbara alıyorsunuz ve o kumbaranın üzerine hedeflediğiniz ilk destinasyona ait çekici bir fotoğraf yapıştırıyorsunuz. Ve artık her gün belirlediğiniz günlük bağış miktarını kumbaranıza atıyorsunuz. Tıpkı çocukluğunuzdaki gibi!

“Yok ben kumbarayla falan uğraşamam” derseniz, açacağınız vadeli bir banka hesabına her ay belirlediğiniz miktarda para transfer ederek hesabın açılma gününü iple çekebilirsiniz.

Yukarıda bahsettiğimiz bu iki yönteme tüm aile bireylerinizi ya da birlikte seyahat etmekten hoşlandığınız arkadaşlarınızı da dahil edebilirsiniz.

Bonus öneri: Sevdiklerinizi yönlendirerek, doğum günü, yıldönümü vb. hediyelerinizi de seyahat fonuna aktarmayı düşünebilirsiniz.

İşle seyahati birleştirme fırsatlarını kaçırmayın

Pek çok çalışan işi gereği, toplantılara, fuarlara vb. organizasyonlara katılmak için yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerine çıkıyor. Eğer sizin de böyle bir işiniz varsa, mesai saatlerinizden geri kalan her dakikayı değerlendirebilir ya da hafta sonlarını iş seyahatinize bağlamayı deneyebilirsiniz.

Eğer iş seyahatleri hayatınızda yoksa ve yaratıcı zekaya sahipseniz, seyahatlerinizde çektiğiniz fotoğraf ve videoları stok görsel platformlarında satabilir ve hatta bir blog açarak deneyimlerinizi gelire çevirebilirsiniz.

İhtiyaçlarınızı ve lükslerinizi gözden geçirin

“Hayat kısa, o ayakkabıyı al” mottosunu bilirsiniz. Evet insanın içinden geldiği gibi davranması kadar güzel bir şey yoktur ve bu söz biraz da bu yüzden insana hep karşı konulmaz gelir. Ancak işin özü biraz farklı. Çünkü dolabınızdaki 58 ayakkabıya -sırf tasarımını beğendiğiniz için- 59.sunu eklemeniz, sizi tüketim toplumunun bir parçası yapacağı gibi asla bitmeyen taksitlerle eliniz kolunuzun bağlanmasına neden olur.

Hele bir de seyahat etmeyi çok seviyorsanız kendinize daima şu soruyu sorun: “Daha çok yaşamak mı? Yoksa daha çok tüketmek mi?