Ege’de bir huzur krallığı: Urla’da ne yapılır?

Uçağın yere yaklaştığı her metre, yüzünüzdeki gülümsemeyi biraz daha belirginleştirir. İşte yüzümüzde o kocaman gülümseme ile İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın geniş terminal binasından çıkar çıkmaz rotamızı, her beyaz yakalının rüyası ve “sessiz ve dingin Ege kasabası” tasvirinin vücut bulmuş hali gibi duran Urla’ya çevirdik.

 

Uçakla İzmir’e giderken, ve artık uçuşun son 20-25 dakikasına gelindiğini gösteren “İniş için alçalıyoruz” anonsunu duyunca sizin de içiniz kıpır kıpır olur mu? Bunu hissedenler bilirler: Uçağın yere yaklaştığı her metre, yüzünüzdeki gülümsemeyi biraz daha belirginleştirir. İşte yüzümüzde o kocaman gülümseme ile İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın geniş terminal binasından çıkar çıkmaz rotamızı, her beyaz yakalının rüyası ve “sessiz ve dingin Ege kasabası” tasvirinin vücut bulmuş hali gibi duran Urla’ya çevirdik.

Neredeyse havaalanından çıkar çıkmaz bağlandığımız İzmir – Çeşme Otobanı sayesinde yaklaşık 40-45 dakika içinde kendimizi Urla’da bulduk. (Biraz daha gezerek gitmek ve yolu uzatmayı umursamazsanız, Konak – Güzelyalı – Narlıdere üzerinden Mithatpaşa Sahil Bulvarı’nı takip ederek 1,5 saat gibi bir sürede Urla’ya varabilirsiniz) Son yılların “huzur arama merkezi” Urla, aslında merkez ve İskele adı verilen iki bölümden oluşuyor diyebiliriz. Ancak çevre köyleri de işin içine katınca Urla gezimizi 3 bölümde anlatmak kaçınılmaz gibi görünüyor.

Şehirden kaçanların tercihi: Urla Merkez
Bölgede yaşayan birine “Urla’ya nasıl giderim?” diye sorduğunuzda size tarif edecekleri yer: Urla merkez! Özellikle İstanbul’dan kaçıp temelli Ege’ye yerleşenlerin sıkça tercih ettiği Urla merkez yaz -kış aktif bir kasaba. Şık kafelerin ve kültür – sanat mekanlarının bulunduğu Urla Sanat Sokağı, şu sıralar bir renovasyon geçiriyor ve birkaç ay içinde yeni yüzüyle ziyaretçilerini karşılaması planlanıyor. Hatta Türkiye’nin ilk ve tek ilçe sahnesi unvanını taşıyan Devlet Tiyatroları Urla Sahnesi de hemen bu sokağın girişinde yer alıyor.
Urla Sanat Sokağı’nda güzel bir mola vermek isterseniz, şahane dondurma ve kurabiyeler yapan İrmik Hanım Patisserie’ye uğrayın. 0 organik keçi sütü kullanarak benzersiz dondurmalar yapan pastanenin spesyalleri, zencefil – limon, lavanta ve acıbademli dondurma çeşitleri. İrmik Hanım Patisserie’den çıkıp sokak boyunca yürürken bir sürü kitap – kafe, hediyelik eşya dükkanı ve antikacı görebilirsiniz.

 

Sanat Sokağı’nın bitiminde artık bir Ege kasabasına ait olabildiğince doğal (deyim yerindeyse “no filter”) karelere rastlayabilirsiniz. Salaş çorbacılar, dışarı atılmış masalarıyla kasaba kahvehaneleri, mis gibi kokular yayan taş fırınlar ve daha niceleri…
Unutmadan, Urla’yı Urla yapan yerlerden biri ise kesinlikle Malgaca Pazarı. Tarihi bir “arasta” olan Malgaca Pazarı’nda bugün, demirciden manava, aktardan kasaba kadar her şeyi bulmak mümkün. Eski Urla’nın ruhunu biraz da olsun hissettiren bu güzel çarşının, es geçilmemesi gereken bir de lezzet durağı var: Enfes zeytinyağlı menüsü ve dillere destan yemekleriyle baştan çıkaran Beğendik Abi! Ege usulü bir esnaf lokantası olan Beğendik Abi’nin imzası diyebileceğimiz 3 yemeği şöyle sıralarız: Terbiyeli şevketi bostan, zeytinyağlı bamya ve enginar dolması.

Kısacası, ilçenin Rum izleri taşıyan nostaljik mimarisini, bitişik nizam mahallelerini ve salaş lokantalarını görmek isterseniz doğruca Urla ilçe merkezine gitmenizde fayda var. (Geçtiğimiz günlerde 2.si gerçekleştirilen Enginar Festivali’ne dair tüm etkinlikler de buradaydı.)

Urla’nın ilham perisi: İskele
Urla İskele’ye indiğinizde bu iki ismi artık her yerde görmeye başlıyorsunuz: Nobel ödüllü şair Yorgo Seferis ve Türk pop müziğinin duayen isimlerinden Tanju Okan. Yorgo Seferis iyi bir şair olmanın ötesinde, Urlalıların tabiriyle “İskele’nin çocuğu”. 29 Şubat 1900’de burada doğan ve 1921’de ailesiyle birlikte Atina’ya göç eden Yorgo Seferis, Urla İskelesi’nde, denize yakın sokaklardan birinde büyümüş ve büyüdüğü ev şu an kendi ismini taşıyan bir butik otel olarak hizmet veriyor. İskele’de tabii bir de Tanju Okan fenomeni var. Hayatının son 1,5 senesini Urla İskele’de geçiren ve vasiyeti üzerine İskele Mezarlığı’na defnedilen sanatçının adını taşıyan bir park ve onlarca mekan var.

Urla İskele’nin özellikle gün batımları inanılmaz keyifli. Nisan ayından itibaren saat 20:00’ye doğru gökyüzünde bir renk cümbüşü oluşuyor. Havanın nispeten açık olduğu Nisan – Eylül döneminde İskele’deki sıra sıra dizilmiş balıkçılardan birine oturup sakince manzaranın keyfini çıkarmak gibisi yok! Şık villalar ve tasarım otellerle süslü Çeşmealtı bölgesine kadar uzanan İskele Caddesi boyunca, neredeyse denizin içinde gibi duran kafeler de akşamüstü keyfi yapmak için ideal.

Gelelim “Urla İskele’de ne yenir?” sorusuna ve cevabına: Urla İskele’nin alamet-i farikası kesinlikle Urla Katmeri! Otlu, kıymalı ve patatesli harçlarla hazırlanan ve tül gibi bir hamurun kat kat açılması ile hazırlanan katmeri, İskele Caddesi girişindeki Ünal Kardeşler’de yemenizi tavsiye ediyoruz. Ünal Kardeşler hem nefis katmeriyle, hem de bir zamanlar hastane adası olarak kullanılan ve Klazomenai antik kentinin kalıntılarına ev sahipliği yapan Karantina Adası’na bakan eşsiz manzarasıyla meşhur.
Ara sokaklarında bol bol fotoğraf çekilesi, her köşe başında bir çay ya da kahve içilesi Urla İskele’den şunları yapmadan dönmeyin:

  • Urla İskele kavşağından Urla Merkez’e doğru giden “Ağaçlı Yol”dan geçin ve kendinizi yeşilin huzuruna bırakın. Ayrıca bu yol boyunca şahane kır kahvaltıcıları var. Bizim tavsiyemiz giderken sol kanatta kalan Beyko’s Garden. Beyko’s Garden’ın şahane peynirlerini, ev yapımı reçellerini ve enfes patatesli Karaköy Katmeri’ni denemeden olmaz.
  • İskele Telekom Müdürlüğü’nün hemen yanı başında Pazar günleri kurulan Çeşmealtı Pazarı’na mutlaka uğrayın. Bu pazarda taze Ege otlarından mis kokulu sebzelere; damağınızı bayram ettirecek peynir ve zeytinyağlarından taze çiçeklere kadar Ege’ye dair her türlü güzelliği bulabilirsiniz.
  • Akşam yemeği için Urla İskele’de pek çok mekan alternatifi var. Ancak bizim önerimiz İskele meydanda bulunan Urit Restoran ve Urla Pier Hotel’in butik ve şirin restoranı. Urla Pier Hotel’in restoranında hafta sonlarında caz dinletileri de gerçekleştiriliyor.

  • Urla İskele’de denize girmek isterseniz Kum Denizi Plajı’nı tercih edebilirsiniz. Geniş ve temiz bir plaj olan Kum Denizi Plajı hafta sonları biraz kalabalık olabiliyor.
  • Şarap seviyorsanız İçmeler bölgesinde bulunan ve İzmir sınırları içinde hoş bir Toskana rüzgarı estiren Urlice Vineyards’ı mutlaka ziyaret edin. Bilge-Reha Öğünlü çiftinin kurduğu bu güzel bağda yılda 15 bin şişe üretim yapılıyor ve üretilen şarabın %70’i yurtdışına satılıyor. Özellikle Cabernet Sauvignon Syrah’ı ile ünlü olan Urlice Vineyards’a gitmeden önce randevu alırsanız, Öğünlü çiftinin hoş sohbeti eşliğinde doyurucu bir tadım yapabilirsiniz.

Urla’nın saklı hazineleri: Yemyeşil köyler ve eşsiz koylar
Urla’nın turistik değerleri dışında, bir de doğa ve deniz aşıklarını kendine bağlayan saklı hazineleri var. Eğer seyahat ettiğiniz yerde araba kiralayarak yollarda kaybolmaktan hoşlanıyorsanız, Urla’da hiç sıkılmayacaksınız demektir. Çünkü Urla, el değmemiş köyleri ve turkuaz koyları ile size daima hoş sürprizler yapacak!

  • İlk durağımız Urla’ya bağlı Özbek Köyü. 1000 yıllık bir Türkmen köyü olan Özbek Urla – Çeşme yolu üzerinde ve Urla’ya sadece 7 km uzaklıkta. 200 haneli bir sahil köyüyken, son yıllarda yoğun şekilde yazlıkçı akınına uğrasa da Özbek, Akkum Plajı’nın güzelliği, zengin çeşitli pazar yeri ve genelde kadınların işlettiği salaş balıkçılarla görülmeye değer.
  • Göksel’in çok sevdiğimiz şarkısında söylediği gibi “Denize bıraksam kendimi” diyenler için Urla’da gidilmesi gereken yerlerin başında Demircili Köyü geliyor. Urla’nın güneybatısında kalan bu güzel köye (otobanı tercih etmezseniz) 30 dakikada zeytinlikler ve ormanların arasından kıvrılan keyifli bir yoldan ulaşabilirsiniz. Yolun sonunda karşılaşacağınız manzara ise enfes: Sadece kuş seslerinin duyulacağı kadar sessiz sakin bir plaj, kristal berraklığında bir deniz ve saf huzur!



Urla ziyaretinizde, merkez ve İskele haricinde yapılacak pek çok şey var. Seyahatinize biraz daha hareket katmak isterseniz önerilerimize kulak verin:

  • Gülbahçe Köyü yakınlarında bulunan Urla Surf House’a gidin ve yarımadanın çılgın rüzgarını keyfe çevirin! Bu güzel sörf okulunda, kite surf, stand up paddleboarding (SUP) ve wake board eğitimleri veriliyor. Kendi içinde şirin bir oteli ve restoranı da bulunan Urla Surf House, tüm güne yayılan keyifli aktivitelerin adresi olabilir.
  • Demircili Köyü’nden yapılan günü birlik balık turlarına katılabilirsiniz. Bu turlarda balık tutmayı öğrenebilir, aralarda yüzme molaları verebilir ve günün sonunda da kendi tuttuğunuz balıkları mangalda pişirip yemenin keyfine varabilirsiniz!
Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.