Trakya Bağ Rotası İzlenimleri

Bir kültür, gelenek ve hikayelerin zenginleştirdiği şarap; hayatın güzel yanlarını görmemizi sağlayan sihirli bir küre gibi

 

(Tekirdağ - Şarköy - Gelibolu)

Bir kültür, gelenek ve hikayelerin zenginleştirdiği şarap; hayatın güzel yanlarını görmemizi sağlayan sihirli bir küre gibi. Şarap; önce bir coğrafya ve derin bir tarihi anlatır içtiğiniz her yudumda. Şarap; bir iklimin mucizelere tanıklık etmesi, zengin sofralar ve kalabalık yemek masalarında hoş sohbetler ve hepsinin sonunda bir içki olarak adından söz ettirir.

Trakya Bağ Rotası ile insanda hayranlık uyandıran güzellikleri keşfederken Fransız filozof Bachelard’ın sözü çınlıyor kulaklarımda:

“Şarap; farklı karakterleri, başka diyarlarda gezinen ruhları gökyüzü ve toprağın birlikteliğiyle dengede tutan vücudumuzun vazgeçilmez organı gibidir.”

Şarap Yolu’nda yalnızca bağları gezip, bilgi alıp döneceğimizi düşünerek büyük bir hata yaptığımı Gelibolu’nun tarihi yerlerini gezip, bölgenin lezzetlerini tek tek tattığımda anladım. Bu seyahat boyunca gördüklerimi, tattıklarımı kısacası öğrendiklerimi paylaşmak, anlatmak, yazmak istedim.

1

Tekirdağ

Şarköy – Gelibolu yolculuğuna vaktiniz varsa Tekirdağ’da mola vererek başlayabilirsiniz. Tekirdağ, şehrin karmaşasından nefes aldıran, yalnızca bağlarıyla değil ayağınızın altına serilen deniz manzarasıyla yüzünüzü güldürüyor. Tekirdağ Müzesi öncelikle binası ve keyifli bahçesiyle sizi etkiliyor. Tarihe ve geçmişe meraklıysanız burada sizi mutlu edecek eserler olduğunu söyleyebilirim. Tekirdağ'ın ilçe sınırları içindeki ören yerlerinde bulunan steller ve heykellerin sergilendiği müzenin beş teraslı geniş bahçesinde Tekirdağ çevresinde bulunan Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait mimari parçalar, lahitler, mezar taşları, yazıtlar, sütunlar, heykeller, mil taşları ve kabartmalar görülmeye değer.

Şehirde gidebileceğiniz bir diğer müze ise Rakoczi Müzesi.Son yıllarını Tekirdağ'da geçiren Erdel Prensi ve Macar Halk Kurtuluş Kahramanı II. Rakoczi Ferenc'in anılarına dayanarak Macar Hükümeti tarafından müzeye dönüştürülen Rakoczi Müzesi'nde iki ulusun sanatlarındaki beraberliklerini simgeleyen eserler ile Rakoczi’nin şahsi ve ailesine ait eşyalar yer alıyor.

2

Ben Tekirdağ’da yemek yiyecek fırsatı bulamadım ancak size önerebileceğim birkaç adres tabi ki var: Ada Balık, Arif’in Yeri ve Özcanlar Köftecisi.

Şarköy

Tekirdağ’dan Şarköy’e doğru yol alırken izlediğiniz manzara bile burada saatlerinizi geçirmeye yeter. Marmara Denizi’nin kuzey sahilinde yer alan Şarköy yolunda ilk durağımız Nişantepe. Macera seviyorsanız ve uçmak bir özgürlükse yamaç paraşütü deneyimini yaşamalısınız. Uçmakdere semalarında süzülmek için 625 metre yükseklikteki Nişantepe'ye çıkıyorsunuz. Zirveden atlayış yaptığınızda Ayvasıl koyuna iniş yapılıyor. Yamaç paraşütü yapmasanız bile yapanları izlemek ve onları fotoğraflamak çok keyifli.

3

Köyün Rumcadaki adı "Avdimio" yani "Hoş yer" anlamına gelen Uçmakdere, Rumların yaşadığı dönemlerde önemli bir şarap üretim merkezi olarak faaliyet göstermiş. 1924 yılındaki mübadele ile köydeki Rum nüfusu Yunanistan'a göç etmiş. 500 haneli bu köyün dar sokaklarında gezip, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.

Uçmakdere Köyü’nden sonra biz hem bağları gezmek hem de leziz bir öğle yemeği yemek için Melen Bağlarına devam ettik. Melen’de bağlara ve denize bakan verandada hazırlanan sofra tek kelimeyle kusursuzdu. Çetintaş çifti bağları ziyarete gelmek isteyen ve öğle yemeğini veya akşam yemeğini burada yemek isteyenleri burada ağırlıyor. Mezelerin, köftenin tadını anlatmak yetersiz! Burada bizi bir sürprizin daha beklediğinden habersizdim. Antik çağdan beri yerleşik yaşamın devam ettiği Ganohora yani Hoşköy’ün ayakta kalan tek manastırı St. İoannis Manastırı Melen bağlarının arasında bir mücevher gibi parlıyor. Cem Çetintaş, manastırın bölümlerini ve hikâyesini büyük bir keyifle anlatıyor.

Melen Bağlarının dışında bölgede balık sevenler için önerebileceklerim Megali Balık, Deniz Restaurant ve Balıkname. Ayrıca denize karşı bir fincan kahve içmek isterseniz Melen Kafe, Melen Şaraphanesi’nin hemen önünde konumlanıyor.

Gelibolu’ya doğru yolculuğa çıkmadan önce bu bölgede yer alan Kutman Şarap Müzesi şarap üretimi ve tarihi hakkında bilgi edinmek için güzel bir adres.

Gelibolu

Ardında hüzünlü anılarla birlikte büyük kahramanlık hikâyeleri bırakan Gelibolu Yarımadası, bugün hala; geçmişte yaşanan tarihi yenilgilerin ve zaferlerin yüceliğini sergiliyor. Yemyeşil tepeleri, eşsiz manzarası ve 1.Dünya Savaşı’nın unutulmaz cephelerinden biri olmasıyla Gelibolu başlı başına bir hazine. Conkbayırı Yeni Zelanda Anıtı, Seddülbahir Kalesi, Arıburnu Kitabesi ve Mezarlığı Gelibolu Milli Parkı içerisinde görebileceğiniz adreslerden birkaçı.

4

Yoğun geçen bir günün ardından akşam yemeği için biz Suvla’yı tercih ettik. Çağdaş mimarisi ve gurme lezzetleriyle Suvla keyifli bir ambiyansta taptaze yemeklerini büyük bir özenle sunuyor. Mevsime göre değişen menüde; zeytin ezmesi, salatalar ve ev yapımı makarna benim favorilerim arasındaydı. Güzel havalarda, Suvla Bağlarının ortasında bulunan piknik alanında şarabın ve lezzetli yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz.

2 günlük bağ rotamızın dönüş gününde öğle yemeği için gittiğimiz Gali’de yöresel tatlara doyamadık desek yeridir! Bağların arasında bir de manzaraya karşı daha otantik bir ortamda yemek yemeyi tercih ederseniz; harika misafirperverlikleri ile Gali Bağ Evinde keyifli bir öğle veya akşam yemeği yiyebilirsiniz. Ev böreğinden Trakya kuzu etine, iç pilavdan sakızlı muhallebiye kadar her şey o kadar lezzetliydi ki bu seyahat bir anda bizim için Gurme Lezzetler turuna dönüştü.

Evet, Trakya Bağ Rotası Türkiye’deki butik şarap üreticilerini yakından tanımanıza olanak sağlarken ayrıca bölgelerin tarihi ve kültürel özelliklerini görmenizi ve yerel lezzetlerinin tadına varmanızı sağlıyor. Özetle gerçek bir dolce vita*

*Tatlı hayat

Cookies allow us to offer our https://jabiroo.com/ website and our services more effectively. For more information about cookies, you can visit our Cookie Policy.