Mutlaka Görülmesi Gerekenler: El Tajo kanyonu, “Puento Nuevo” köprüsü, Casa del Rey Moro, Ronda'nın tarihi dar sokakları, Plaza de Toros, üzüm bağları ve şarap tadım turu.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: El Tajo kanyonu, “Puento Nuevo” köprüsü, Casa del Rey Moro, Ronda'nın tarihi dar sokakları, Plaza de Toros, üzüm bağları ve şarap tadım turu.
Derin ve korkutucu bir kanyon olan El Tajo’nun tepesine kurulmuş tarihi Ronda kasabasının simgesi, hiç şüphesiz kanyonun iki ucunu birbirine bağlayan 300 yıllık muhteşem “Puento Nuevo” köprüsü.
Köprüyü geçip eski kısmın ilk sokağından sola kıvrıldığınızda karşınıza Casa del Rey Moro çıkacak. 18. yüzyıldan kalma bu villa kalıntısı eski bir Endülüs sarayının üstüne inşa edilmiş. Binanın içine girilemiyor ama bahçesi ve manzarası olağanüstü. Kayaların içine oyulmuş 200 basamakla kanyonun tabanına inmenizi ve köprüye bir de yer seviyesinden bakmanızı tavsiye ederiz.
Ernest Hemingway’in ünlü romanı Çanlar Kimin İçin Çalıyor’da da adı geçen Ronda, İspanya’nın “pueblo blanco” olarak bilinen küçük beyaz dağ kasabalarından biri.
Boğa güreşinin merkezi kabul edilen Ronda, İspanya’nın hâlâ kullanılan en eski arenası, 1785’te inşa edilen “Plaza de Toros”a da ev sahipliği yapıyor. Arenanın içindeki müzede, ünlü İspanyol Goya’nın çok sayıda deseni ve eseri ile karşılacaksınız.
Ayrıca şehir gezisi dışında günlük şarap tadım turları, zeytinyağı gezileri, kır yürüyüşleri at binme ve bisiklet gezileri gibi pek çok değişik alternatif sizi bekliyor.
