Hiç düşündünüz mü? Neredeyse bebekliğimizden beri hayatı “doğru” yaşamak için çabalıyor ve bu ideali gerçekleştirmek için durmadan öğreniyoruz. Hatta çoğu zaman, kendimizi hataların vereceği olası zararlardan korumak için, bir mayın tarlasında yürürcesine tedirgin ve temkinli davranmayı seçiyoruz.

Ancak kabul edelim ki insan, hata yapmadan kalıcı bilgi ve erdeme nadiren ulaşabilen bir varlık. Kişisel gelişim anlamında hataların bize katkısı büyük olsa da, hata yapmanın daha bir lezzetli olduğu; toplum tarafından kabul gören kuralları çiğnemenin ve hatta annelerimizin sözünden çıkmanın bize fayda sağlayabileceği bir alan var: Seyahatler! Elbette seyahat ederken tedbiri tümüyle elden bırakın ve güvenliğinizi hiçe sayın demiyoruz ama bu “hata”ların seyahatlere bambaşka anlamlar yüklediğini hepimiz biliyoruz.

Yabancılarla konuşun

Ortalama 5 yaşından beri annelerimizden en çok duyduğumuz uyarılardan biridir kuşkusuz “Aman yavrum tanımadığın insanlarla konuşma. Sana bir şey sorarlarsa hemen oradan uzaklaş” cümlesi. Annelerimiz bizi kötü niyetli insanlardan korumak için bu uyarı yapmakta ne kadar haklı olsalar da, gezgin ruhlar için işler biraz farklıdır. Çünkü seyahat ettiğiniz yerlerde -kimi zaman aynı dili bile konuşamadığınız- yabancılarla konuşmak size bambaşka dünyaların kapılarını açabilir. Günlük hayatınızda asla karşılaşamayacağınız ve belki de hayatınızın odağını ve yaşamı algılayış biçiminizi tümden değiştirecek bir ruhla buluşmak, çoğu zaman ancak “yabancı”larla konuşarak mümkündür.

Kimi zaman plansız davranmayı bilin

Hangimiz annemizden “Çok savruksun. Biraz planlı ol” azarını işitmemişizdir ki? Evet kabul ediyoruz, annelerimizin bu uyarısı özellikle iş hayatında fazlasıyla işe yarar. Fakat iş seyahate gelince fazla plancılık, büyüyü bozmaktan başka bir işe yaramaz.

Bu yüzden seyahatlerinizde “Bugün şurayı göreceğim, şu gün kesin bunu yapacağım” kontrolcülüğüne fazla kaptırırsanız yolunuza çıkması muhtemel güzellikleri kaçırmanız söz konusu olabilir. Unutmayın: Yanlış görünen sapaklar bazen inanılmayacak kadar güzel sokaklara çıkar!

Terli terli su için, size ikram edilenleri afiyetle yiyin

Annelerimiz bu söylediğimizi duymasa iyi olur ama bir seyahatin gerçek bir deneyime dönüşmesinin altın kurallarından biri de bol bol terlemek, ardından bir ağacın altında dinlenirken kana kana su içmek ve elbette yerel halkın elinden çıkan lezzetlerin tadına bakmaktır! Tabii hassas bir mideniz ya da kronik bir sağlık sorununuz varsa siz yine de tedbirli olmayı elden bırakmayın ki anneleriniz bize kızmasın:)

Cahil cesaretinizi kaybetmeyin

Bize göre seyahat etmek sadece gezegende durduğumuz koordinatı değiştirmek değil, aynı zamanda zor kararlar vermek ve normalde cesaret edemeyeceğimiz şeylere balıklama dalmaktır.
Örneğin Nepal’de olduğunuzu ve dünyanın en yüksek bungy jumping platformlarından birine yolunuzun düştüğünü farz edin. Ya da kendinizi bir anlığına Brezilya’da Amazon Nehri’nde vahşi yaşamla iç içe bir nehir turunda hayal edin. İşte “cahil cesareti”niz sayesinde, annenizin görmeyi pek de arzu etmeyeceği bu gibi tercihleriniz, hayatınız boyunca her fırsatta anlatmak isteyeceğiniz eşsiz birer hikayeye dönüşebilir.